Yazı: Berkan Özyer - Greenpeace Türkiye DirektörüGıdayı sadece hayatta kalmak için tüketmiyoruz. Gıda ile kurduğumuz bağ, bir güven ilişkisi. Sofraya konan bir kase salatanın içinde, çiftçinin emeğine ve devletin denetimine duyulan inanç olmalı diye düşünüyoruz. Peki, bu güven zedelendiğinde ne olur?&nbsp;Greenpeace yılın son günlerinde, tam da bu güven ilişkisini sorgulayan bir hukuk mücadelesine girişti. Süreç, görünüşte teknik bir veri talebiyle başladı ama sonuçta Türkiye’de vatandaşın bilgi edinme hakkına dair tarihî bir emsale dönüştü. "<a fr-original-style="" href="https://imza.greenpeace.org/zehir-etme" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Zehir Etme</a>" kampanyasıyla başlayan ve mahkeme salonlarına taşınan bu sürecin anatomisini, kelime oyunlarına başvurmadan, tüm şeffaflığıyla anlatmak istiyorum.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Eksik bir 'şeffaflık' hamlesi ve sürecin başlangıcı</h2>Hikaye, 15 Ekim 2024’te başladı. O günlerde Tarım ve Orman Bakanlığı, uzun bir aradan sonra taklit ve tağşiş yapılan (yani hileli) gıdaları anlık olarak yayımlamaya başlamıştı. Bu olumlu bir adımdı, ancak eksikti. Listelerde sahte bal veya at eti vardı ama sofralarımızdaki asıl sinsi tehlike olan "pestisit" (tarım zehiri) analizleri yoktu.Biz de Greenpeace Türkiye olarak "Zehir Etme" diyerek yola çıktık ve Bakanlığa şu çağrıyı yaptık: "Taklit ürünleri açıkladığınız gibi, limitlerin üzerinde zehir saçan ürünleri ve firmaları da açıklayın."&nbsp;Diğer yandan pestisitle mücadelede yoğun mücadele sürdüren Bakanlığın faaliyetlerini daha iyi incelemek adına da internette sadece bir başlık olarak karşımıza çıkan 2022-2025 yıllarını kapsayan Kalıntı Eylem Planı’nı incelemek istedik.&nbsp;<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;"><a fr-original-style="" href="https://www.tarimorman.gov.tr/GKGM/Haber/991/Kalinti-Eylem-Plani-Kapsaminda-Calismalar-Devam-Ediyor" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Birkaç haberde</a> ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın <a fr-original-style="" href="https://cdn.tbmm.gov.tr/KKBSPublicFile/D28/Y3/T7/WebOnergeMetni/c2d11541-d9b5-46e0-a1ea-607c296f91d8.pdf" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">bir soru önergesine cevabında</a> bahsettiği planın içeriğine de ulaşamadık.</li></ul><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Basit bir soru ve derin bir sessizlik</h2>Çağrımızdan iki ay sonra, 10 Aralık 2024 günü bilgi edinme hakkı çerçevesinde Bakanlığa CİMER üzerinden resmî ve çok temel iki talep&nbsp;yönelttik:&nbsp;<blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(162, 195, 185); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(162, 195, 185); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">1. Kalıntı Eylem Planı: 2022-2025 yıllarını kapsadığı ifade edilen Kalıntı Eylem Planı'nın tam metni,2.&nbsp;Pestisit Denetim Sonuçları: 2022-2024 yılları arasında gerçekleştirilen 246.946 pestisit denetimine ilişkin aşağıdaki bilgileri içeren detaylı bir rapora.&nbsp;Denetlenen ürün ve numune sayılarıb.&nbsp;Tespit edilen uygunsuzlukların sayısıc.&nbsp;Uygunsuzluklarda tespit edilen değerlerd.&nbsp;Bu değerlerin yasal mevzuatta belirlenen sınırları ne oranda aştığıe. Uygulanan idari yaptırımlar ve alınan önlemler</blockquote>Bu soruların yanıtı, hepimizin ortak merakıydı. Ancak yasal süre doldu ve derin bir sessizlikle&nbsp;karşılaştık. Hukukta Bakanlığın yanıt vermemesine "zımni ret" deniyor. Dolayısıyla sonuçların açıklanmasına dair bir cevap alamadık.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Pazardan markete gerçeklerin fotoğrafı</h2>Bilgi edinme başvurusu sürecimiz karşılık bulamamışken biz durumun bir fotoğrafını çekmek istedik. Ve hemen hemen aynı günlerde İstanbul’daki market ve pazarlardan 155 sebze-meyve örneği&nbsp;topladık ve uluslararası akredite bir laboratuvarda analiz ettirdik.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Sonuçlar ürkütücüydü. Sofralarımıza giren her 3 üründen 1’i mevzuata aykırıydı. Daha da vahimi, ürünlerin %61’inde tek bir zehir değil, "kokteyl etkisi" yaratan birden fazla pestisit kalıntısı vardı. Özellikle çocukların gelişimi için kritik olan ıspanak, biber ve elma gibi ürünler, ne yazık ki en riskli gıdalar arasındaydı.</li></ul>Sonuçları analiz eden ve Nisan 2025’te yayımladığımız “<a fr-original-style="" href="https://www.greenpeace.org/turkey/basin-bultenleri/greenpeace-turkiyeden-pestisitler-ve-cocuklar-raporu-155-urunun-yuzde-61inde-coklu-pestisit-kalintisi-bulundu/" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Pestisitler ve Çocuklar</a>” raporumuz davanın seyrini değiştiren somut bir kanıttı. Ortada "ticari bir sır" değil, çocukların sağlığını tehdit eden somut bir kriz vardı. Sonuçları resmî bir şekilde Bakanlıkla paylaşmamız üzerine ise Bakanlık, “raporu ihbar kabul ederek” pestisit denetimlerini artırdığını açıkladı.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Bakanlığın sunduğu gerekçe</h2>Bilgi edinme başvurumuzun sonuçlanmaması üzerine konuyu Şubat ayında mahkemeye taşıdık (<a fr-original-style="" href="https://www.greenpeace.org/static/planet4-turkey-stateless/2025/12/b0f93c55-20250210_dava_dilekcesi.pdf" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Ek-1 Dava dilekçesi</a>) ve hukuki tabirle “zımnen reddine dair 31.12.2024 tarihli idare işleminin iptali”ne dair dava açtık. Dava sürecinde Bakanlığın mahkemeye sunduğu savunma metni, bizi verilerin gizlenmesinden daha fazla endişelendirdi (<a fr-original-style="" href="https://www.greenpeace.org/static/planet4-turkey-stateless/2025/12/e8b57f14-20250328_bakanlik_yanit.pdf" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">Ek-2 Savunma metni)</a>. İdarenin verdiği yanıtta şu yanıtlar birebir yer alıyordu:<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">“Ham verilerin davacı derneğe verilmesi kamuoyunda istenmeyen manipülasyonlara, yanlış algı ve anlaşılmalara neden olabilecektir.”</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">“Talep edilen analiz sonuçlarının gerekli hizmetiçi eğitimleri almamış kişilerin eksik veya yanlış yorumlanması durumu üreticilerin ticari faaliyetlerinde geri dönüşü mümkün olmayan zararlara neden olabilecektir.”</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">“Pestisit analiz sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasının kamuya bir faydası olmayacağı gibi iç ve dış ticarette de olumsuz sonuçlara neden olabileceği düşünülmektedir.”</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">“Pestisit analiz sonuçlarını paylaşan ülke bulunmamaktadır.”&nbsp;</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">“Pestisit kullanımına ilişkin ham verilerin bu şekilde paylaşılması halk sağlığı açısından daha büyük bir güvensizlik ve belirsizlik ortaya çıkaracaktır.”</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">“Açıklanması ya da zamanından önce açıklanması halinde, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verecek veya haksız rekabet ve kazanca sebep olacak bilgi veya belgelerin, bu Kanun kapsamı dışında olduğu hüküm altına alınmıştır.”</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">“Avrupa Birliği'nin en önemli yaş meyve sebze ihracatçısı olan ülkemizin ekonomik çıkarlarının zarar görebileceği hususu da gözardı edilememelidir.”</li></ul>Ayrıca Kalıntı Eylem Planı’nın paylaşılmasına dair talebimize cevaben de planın <a fr-original-style="" href="https://www.tarimorman.gov.tr/Konu/2318/Kalinti_Eylem_Plani" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">bu adresten</a> erişilebilir olduğu belirtildi.Özetle bir kamu kurumu, halk sağlığını doğrudan ilgilendiren bir verinin halk tarafından bilinmesinin "faydasız" olduğunu düşünüyordu. Savunmanın devamında ise verilerin uzman olmayan kişilerce "yanlış yorumlanabileceği" ve açıklanırsa "ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar verebileceği" ki zaten “sonuçları açıklayan başka ülke de olmadığı” iddia ediliyordu.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Gerekçelere yanıtlarımız</h2>Bakanlığın cevabı üzerine mahkemeye sunduğumuz yanıtımızda (<a fr-original-style="" href="https://www.greenpeace.org/static/planet4-turkey-stateless/2025/12/77004fd8-20250505_bakanlik_savunmasina_cevap_dilekce.pdf" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">EK-3 savunma dilekçesine cevaplarımız</a>) bilgiye erişim ve şeffaflık ilkelerini vurgularken ticari sır değil çevresel bilgi olan verilerin “yanlış yorumlanabileceği” endişesiyle bilgiye erişim hakkının kısıtlanmasının meşru olmadığını belirttik.&nbsp;Bununla birlikte: Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Almanya (BVL), İngiltere (FSA) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bu verileri düzenli olarak halkıyla paylaştığını hatırlattık. Dünya, şeffaflığın ticareti bozmadığını, aksine "güvenli gıda" markasını güçlendirdiğini keşfedeli çok olmuştu.Dahası: Paylaşılan Kalıntı Eylem Planı’na dair yaptığımız incelemede, bilgi edinme başvurumuzun yapıldığı 10.12.2024 tarihinden yaklaşık 3.5 ay, zımni ret işleminin gerçekleştiği 31.12.2024 tarihinden yaklaşık 3 ay ve hatta davalı idarenin mahkemenize sunduğu savunma dilekçesinin (28.03.2025) hazırlanmasından sadece 4 gün öncesine denk geldiğini de yanıtımızda belirttik.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Mahkemenin kararı: 'Gıda verisi, çevresel bilgidir'</h2>Ve nihayet, Ankara 5. İdare Mahkemesi, 28 Ekim 2025’te sözünü söyledi (<a fr-original-style="" href="https://www.greenpeace.org/static/planet4-turkey-stateless/2025/12/28380564-20251113_mahkeme_karar.pdf" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">EK-4 Karar</a>). Karar, Türkiye’deki gıda güvenliği mücadelesi için bir dönüm noktası niteliğindeydi.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Mahkeme özetle şunu dedi: Gıdadaki zehir miktarı, ticari bir sır değildir. Bu veriler, Çevre Kanunu kapsamında "çevreye ilişkin bilgi"dir ve halkın erişimine açık olmalıdır.</li></ul>Yargı, "İstatistiksel veriler açıklansın" talebimizi haklı buldu. Denetlenen ürün sayıları, uygunsuzluk oranları, limit aşımları ve alınan önlemler artık "sır" olmaktan çıktı. Mahkeme sadece, firmalara uygulanan spesifik yaptırımların açıklanması talebini reddederek ticari itibar ile kamu yararı arasında hassas bir denge kurdu.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Güven ancak şeffaflıkla inşa edilir</h2>Bu dava, bir kazanan-kaybeden hikayesi değil; 15 Ekim’de "Zehir Etme" diyerek başlattığımız hak arama mücadelesinin bir sonucu. Mahkeme kararı şunu bir kez daha gösterdi: Soframızdaki gıdanın güvenliği, hiçbir ekonomik kaygının veya bürokratik refleksin gölgesinde bırakılamaz.Şimdi gözümüz, mahkeme kararının uygulanmasında. Mahkeme kararının hemen ardından CİMER üzerinden kararı da referans vererek yeni bir bilgi talebinde bulunduk. Beklentimiz, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yargı kararına uyarak 2022-2024 verilerini ve eylem planlarını eksiksiz olarak paylaşması. Çünkü gıda güvenliği, laboratuvarlarda başlar ama şeffaflıkla tamamlanır.&nbsp;Biz, tarladan sofraya uzanan bu zincirde, halkın "bilme hakkının" en az gıdaya erişim hakkı kadar kutsal olduğuna inanıyoruz. Ve bu hakkın takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Angst

Greenpeace'in pestisit analizlerinin açıklanmasına dair "Zehir Etme" kampanyası için yürüttüğü hukuki mücadele, önemli bir emsal oluşturabilir. Greenpeace Türkiye Direktörü Berkan Özyer, taleplerinin karşılanmasının gıda ile kurduğumuz güven ilişkisini yeniden tesis etmek adına önemli bir adım olduğunu söylüyor.

Bir gıda hakkı davasının anatomisi: Greenpeace'in Zehir Etme kampanyası emsal olabilir mi?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Çarşamba günü Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı (COP29) kapsamında Türkiye'nin İklim Yol Haritası'nı açıkladı. Türkiye’nin dünyanın en tehlikeli göç rotalarından birine ev sahipliği yapan Akdeniz İklim Havzası’nda yer aldığına dikkat çeken Kurum, bu anlamda COP31’e ev sahipliği&nbsp;için adaylığının önemine işaret etti.Kurum, iklim finansmanına erişimin kolaylaştırılmasının daha adil bir dünya için şart olduğunu ve COP29’u iklim finansmanında bir dönüm noktası olarak gördüklerini vurguladı. Bakan, ülkelerin Paris Anlaşması ile birlikte yeni bir döneme giren şeffaflık raporlarının bu zirvenin en önemli konularından biri olduğunu da söyledi.Türkiye’nin Uzun Dönemli Yol Haritası’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın COP29’da bir kez daha ilan ettiği 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne ilişkin üst düzey bir taahhüt olduğunu belirten Kurum, 18 sektörde 89 stratejinin yer aldığı yol haritasının azaltım, uyum ve bu iki konunun ortak noktalarının yer aldığı yatay kesen konular başlığında toplandığını dile getirdi.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">‘Kömür’süz belge</h2>Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurum, Greenpeace Türkiye Program Direktörü Berkan Özyer’in, “Belgede kömür sözü hiç geçmiyor. Fosil yakıtlardan ne zaman çıkacak Türkiye?” sorusuna cevaben yenilenebilir enerji kaynaklarını ve nükleer kapasiteyi artıracaklarını ve sonunda fosil yakıtlardan çıkacaklarını söyledi.Kurum’un açıkladığı iklim hedeflerinden öne çıkanlar şöyle:<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; box-sizing: border-box;"><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Birincil enerjide yenilenebilir enerjinin payının %50’ye, nükleer enerjinin payının ise %30’a çıkarılması planlanıyor.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">2053’e kadar 7.000 kilometre yüksek hızlı tren ve hızlı tren hattı inşa edilecek, demiryollarının lojistikteki payı %5'ten %22’ye çıkarılacak.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">2035 yılına kadar elektrikli araç sayısının 4,2 milyona ulaştırılması, yerlilik oranının ise %75’e çıkarılması hedefleniyor.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ormancılık sektöründe mevcut ormanların korunması, millet bahçelerinin, yeşil alanların ve yeşil koridorların artırılması yoluyla yutak alan kapasitesi yükseltilecek.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Tarım alanlarının %10’unda organik tarım yapılacak, hayvancılık sektöründe biyogaz tesislerine öncelik verilecek.</li><li dir="ltr" fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Atık sektöründe geri dönüşüm oranı %70’e çıkarılacak. Depozito yönetim sisteminin makine ve altyapı kurulumu 2025 yılı sonuna kadar yapılarak ülke genelinde uygulamaya geçirilecek.</li></ul><h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Beyanlar</h2><blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9);" style="color: rgb(9, 9, 9); margin: 0px 0px 1em; border-left: 2px solid rgb(94, 53, 177); padding-left: 5px; box-sizing: border-box;">“Biz, iklim değişikliğinden olumsuz etkilenmekle birlikte, bu krizi fırsata dönüştürme becerisine de sahip olan bir ülkeyiz. Bu tecrübelerimizi aktarmak, her ülkenin tecrübesini de doğrudan kendilerinden almak, iklim değişikliği ile küresel mücadeleye en yüksek katkıyı sunmak için COP31 başkanlığını çok önemsiyoruz.&nbsp;Türkiye, başkanlığı süresince gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında iklim eylemini güçlendiren bir köprü olacaktır. İstisnasız tüm ülkeler için iklim adaletine uygun bir teknoloji akışını ve finans paylaşımını sonuna kadar destekleyecektir. İklim dirençli ve uyumlu kent modelini geliştirme noktasında; en kararlı adımları atacaktır. Akdeniz-Afrika-Pasifik başta olmak üzere tüm dünyadaki kırılgan bölgelerin direncini artırma konusuna, tüm gücüyle odaklanacaktır. Bu kapsamda Türkiye'nin COP31 başkanlığında adil, sürdürülebilir, kapsayıcı ve şeffaf bir yaklaşımla hareket edeceğini ifade ediyor, tüm dostlarımızdan da desteklerini bekliyoruz.Bugün, toplam kurulu güç içinde yenilenebilir enerjinin payını %59'a yükseltmiş olan bir ülkeyiz. Bu alanda; Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sırada yer alıyoruz. Enerji sektöründe 2053 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarının payını olabildiğince artırmayı hedefliyoruz. Birincil enerjide yenilenebilir enerjinin payını %50’ye, nükleer enerjinin payını ise %30’a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece ulusal çapta kullanacağımız enerjinin yaklaşık %80’ini karbonsuz hâle getireceğiz.İklim Kanunu teklifimizin bu yıl içinde TBMM’de kanunlaşarak yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu kanunla birlikte yeşil dönüşümü de hızlandıracağız. 2026 yılında Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girecek olan ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na karşın, dış ticarette rekabet gücümüzü artırmak için karbon fiyatlandırma ve ‘Emisyon Ticaret Sistemi’ni de süratle hayata geçireceğiz. Yeşil yatırımlar için finansman mekanizmalarını geliştirecek, ‘Ulusal Yeşil Taksonomi Yönetmeliği’ni de 2025 yılında çıkaracağız.”</blockquote>

Aposto Gündem

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Çarşamba günü Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı (COP29) kapsamında Türkiye'nin İklim Yol Haritası'nı açıkladı. Belgede "kömür" sözünün hiç geçmemesi eleştirilere neden oldu. 

Berkan Özyer ile ilgili hikayeler